Zihniyet
-
bir örnek verelim. Hastanenizde her gün birçok hasta ücretsiz olarak tedavi edilmektedir. Sonra diğerinin yanına gitti ve şöyle dedi: "İyisin, senin cömertliğin olmasaydı biz nereye giderdik ve bize kim bakardı!" Bize kim ilaç verecek, kim tedavi edecek!" derlerse tek kelime etmeden gidecek misin? Kesinlikle! "Hastane benim, seni tedavi eden, sana merhem veren, durumun hakkında bilgi veren benim. Bana teşekkür et! diyorsun Şimdi isteğimiz şu: - En basit iyiliğinizin bile başkasına verilmesine razı olamazsınız. Allah, bize bahşedilen sonsuz nimetlerin ve hediyelerin başkalarına atfedilmesini, şükran ve şükran ifade edilmesini nasıl kabul edebilir?
-
- İnandığınız yaratıcı bilge mi? Yoksa bunu sadece eğlence olsun diye mi yaptılar? Zaten bu dünyayı bu kadar güzel yaratan, bütün varlıklara onlarca sıfat veren, hikmet sahibidir. Sonuçta böylesine hikmetli bir yaratılış, yalnızca Hakim'e, yani akıl sahibine özgüdür. Bakın dünyadaki her şeyin bir amacı var. Hiçbir şey boşa gitmez. Yararsız ya da yararsız hiçbir şey yoktur. Bu aynı zamanda yaratıcımızın bilgeliğini de kanıtlar. Nitekim bunu inkar ederseniz, bütün varlık size karşı çıkacak ve akıllarını gösterip, size yalancı diyeceklerdir. Şimdi biraz sizden bahsedelim:
-
Son dönemde sakallı vatandaşların kolluk kuvvetleri tarafından sorguya alındığı ve sakallarının tıraş edildiğine dair çok sayıda haber duyuyoruz. Bunun gerçek nedeni nedir? Tepedeki insanlar sakallı erkekleri sevmiyor mu? Yoksa bu da İslamofobinin bir tezahürü mü?
-
Günümüzde bilgi ve enformasyon artmış, öğrenme isteği sınırsız hale gelmiştir. Ancak bilimin ilerlemesiyle birlikte manevi gerileme, insanlıktan, yaratılışın özünden uzaklaşma, duygusal ve manevi gerçeklerin akıl ve mantıkla inkar edilmesi de arttı. Bu inkarcılar arasında deistler, binlerce yılda milyonlarca kez doğruluğu kanıtlanmış gerçekleri reddetmeye başladılar. Bu araştırmamızda bunları ortaya çıkarmayı ve kendi yöntemleri, akılları ve mantıklarıyla çürütmeyi amaçlıyoruz. Üçüncü bölüm ise deizme göre evrenin neden yaratıldığıyla ilgilidir.
-
Toplumu bölmek, halkın milli, tarihi ve dini kutsallarını yok etmek isteyen bazı İslamofobik, radikal ateist ve radikal liberal gruplar, asılsız ve kanıtlanmamış argümanlarıyla akıl ve düşünceyi zehirlemek istemektedir.
-
Günümüzde bilgi ve enformasyon artmış, öğrenme olanakları sınırsız hale gelmiştir. Ancak bilimin ilerlemesiyle birlikte manevi gerileme, insanlıktan, yaratılışın özünden uzaklaşma, duygusal ve manevi gerçeklerin akıl ve mantıkla inkar edilmesi de arttı. Bu inkarcılar arasında deistler, binlerce yıl boyunca milyonlarca kez doğruluğu kanıtlanmış gerçekleri reddetmeye başladılar. Bu araştırmamızda bunları ortaya çıkarmayı ve kendi yöntemleri, akılları ve mantıklarıyla çürütmeyi amaçlıyoruz. İkinci bölüm insanların neden deist olduklarıyla ilgilidir.
-
Müslümanlar, modern dünya bilimlerindeki olağanüstü başarıları ödüllendiren dünyanın en prestijli ödülü olan Nobel Ödülü'nde neredeyse yoklar. Öncelikle bu İslam'ın bir sorunu mudur? İkincisi, bu İslam'dan vazgeçmek veya dini geçmişi azaltmak için geçerli bir neden midir? Üçüncüsü, Nobel Ödülü gerçekten insan mutluluğunun simgesi midir? Bu soruların cevaplarını bulmaya çalışalım.
-
Günümüzde bilgi ve enformasyon artmış, öğrenme olanakları sınırsız hale gelmiştir. Ancak bilimin ilerlemesiyle birlikte manevi gerileme, insanlıktan, yaratılışın özünden uzaklaşma, duygusal ve manevi gerçeklerin akıl ve mantıkla inkar edilmesi de arttı. Bu inkarcılar arasında deistler, binlerce yıl boyunca milyonlarca kez doğruluğu kanıtlanmış gerçekleri reddetmeye başladılar. Bu araştırmamızda bunları ortaya çıkarmayı ve kendi yöntemleri, akılları ve mantıklarıyla çürütmeyi amaçlıyoruz. Birinci bölüm, insana neden paha biçilmez duyuların verildiğiyle ilgilidir.
-
İslam'ın küresel ölçekteki canlanışı günümüzde Özbekistan'da da hissedilmektedir. Bir yanda dış güçler, diğer yanda ise her biri kendi çıkarları doğrultusunda iç siyasi seçkinler, İslam'ın gelişmesi ya da bilimsel anlamda "dini kültürün artması" ihtimalini değerlendirmeye çalışıyorlar. Arka plan" ülkenin istikrarını sağlayacak veya tam tersine siyasi krize yol açacaktır.
-
Bugün dünyanın farklı yerlerinde komplolar ve bilgi savaşları artıyor. Böylesine karmaşık bir durumda bilgiye eleştirel yaklaşmak, bilgi kaynaklarını incelemek, kısacası bilgi okuryazarlığını yakalamak en doğru yoldur. Kutsal dinimiz İslam, başından beri bize hadisler ve ayetlerle dezenformasyonla mücadele etmeyi öğretmiştir. Ancak bu konudaki bilgi o kadar alakalı hale gelmedi.