İsrail ile Hamas arasındaki çatışma nedeniyle Filistinlilerin vahşice öldürülmesi, küçük çocukların, yaşlıların ve kadınların soykırımı Ortadoğu'daki durumu daha da kötüleştirdi. Hatta Lübnan'ın etkili Hizbullah hareketinin çatışmaya dahil olma olasılığını bile gündeme getirdi. Doğru, şu ana kadar İsrail ile Hizbullah arasındaki çatışma sınır bölgelerini bombalamakla sınırlıydı. Ancak çatışmanın, Temmuz 2006'da İsrail'in yenilgisine yol açan 34 günlük savaş gibi tam kapsamlı bir askeri harekata yol açmayacağının garantisi yok. Azon Global siyasi analisti Abduvali Soyibnazarov'un bu konudaki yorumlarını dikkatlerinize sunuyoruz.
Geçtiğimiz yıllarda onbinlerce insanın ölümüyle sonuçlanan Filistin-İsrail çatışması bir kez daha dünya kamuoyunun ilgi odağında. Yüzyıllardır devam eden bu çatışma herkesi meraklandırıyor: "Aslında Filistin kimindir: Arapların mı yoksa Yahudilerin mi?" sorusu üzerinde düşünmenizi sağlar.
ABD'nin Teksas eyaleti, ülkenin güney sınırlarından gelen yasadışı göçmenlere karşı katı yasalar çıkardı ve sınırlar boyunca dikenli tel çitler çekiyor. Bu Joe Biden liderliğindeki federal hükümete pek uymuyor. Sonuç olarak, sınır bölgesinde federal hükümete bağlı sınır teşkilatı ile devlet idaresine bağlı Ulusal Muhafızlar arasında çatışmalar yaşanıyor. Azon Global analisti Mohammad Davud Asadullah bu duruma bir göz attı.
Lahey'deki BM Uluslararası Adalet Divanı, 26 Ocak'ta Kazakistan Cumhuriyeti'nin İsrail'i Gazze'deki Filistinlilere soykırım yapmakla suçladığı davaya ilişkin kararını açıkladı. Başta Körfez İşbirliği Konseyi ve Hamas hareketi olmak üzere birçok ülke tarafından memnuniyetle karşılanan, İsrail ve müttefikleri tarafından ise reddedilen karar aslında ne anlama geliyor? Bu nihai karar mı, yoksa İsrail'e karşı daha geniş bir kararın başlangıcı mı? Azon Global bu konuyu inceledi.
Özbekistan Cumhurbaşkanı Şavkat Mirziyoyev, 23 Ocak'ta Çin'e resmi ziyarette bulundu. Ziyarette önemli toplantılar ve görüşmeler gerçekleştirildi. Azon Global bu ziyaretin en önemli yönlerini kısaca vurgulayacak.
Bugün bir video izledim. Gazze'de gerçek bir savaş sahnesi. Bir grup İsrail askeri bir evde Hamas'la birlikte ateş açıyor. Bir asker yaralanıyor, ardından başka bir odaya çekiliyorlar. Videoda sadece iki askerin makineli tüfekle ateş ettiği görülüyor, diğerleri ise korku içinde bir köşeye sinmiş, takviye kuvvetlerin gelmesini bekliyorlar. Video askerlerden birinin vücut kamerasından çekildi. İsrail'in yenilgisini ve zayıflığını her şekilde öne sürmeye çalıştığı göz önüne alındığında, bu işgalcilerin Hamas tarafından öldürülmüş olması ve videonun da onlar tarafından yayınlanmış olması kuvvetle muhtemeldir.
"Aksa tufanı"nın başlamasının ardından İsraillilerin Hamas'ın yok edilmesi yönündeki çığlıkları arttı ve Batı'nın büyük ülkeleri de onlara katıldı. Amaçları Hamas'ın Gazze Şeridi'ndeki yönetimine son vermek ve Hamas'ın Filistin Yönetimi'nin karar alma mekanizmasındaki etkisini ortadan kaldırmaktı. Bu eylemler, Hamas'ın dünya halklarına terör örgütü olarak tanıtılması, Ortadoğu'da barış ve huzurun önündeki tek meşru engel, dış ilişkilere ve güvenliğe tehdit olarak gösterilmesi propagandasıyla başladı. Arap ülkelerinin. Yani onlara göre tüm sorunların nedeni HAMAS'tır, bölgede barışın tek yolu HAMAS'ın yıkılmasıdır.
Henüz en kötü senaryo gerçekleşmemiş ve konvansiyonel savaş henüz başlamamışken, İsrail'in özellikle son aylarda İran ve Hamas'a yönelik saldırılarını artırdığı görülüyor.
Guardian, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını destekleyen bazı ABD Kongresi üyelerinin İsrail lobilerinden bağış aldığını ortaya çıkardı.
Batılı liderler, İsrail'in soykırımın bir parçası olarak Gazze'deki Hıristiyan varlığını yok etmesine göz yumuyor.