Şeyh Ahmed Yasin mektubunda, günümüzde yaşanan tüm korkunç olaylar karşısında acı hissetmeyen, yeri ve gökleri sesiyle sarsmayan, kurtarıcıyı bekleyen Müslümanları Allah'a şikâyet ediyor. elleri kolu bağlıymış gibi hiçbir şey yapmadan gelmek.
Şeyh Ahmed Yasin de tüm Dava insanları gibi kaderi yaşadı ve ümmetin sorunlarıyla derinden ilgilendi. Acıları, ıstırapları, üzüntüleri sürekliydi ve bu durum onu bu felç halinde bile mücadele etmeye teşvik ediyordu. Ancak hiçbir şey yapmayan ümmetin içinde bulunduğu kötü durum bir yandan onu bunaltıyor, diğer yandan da onları suçlamasına neden oluyordu.
Aşağıda Şeyh Ahmed Yasin'in Müslümanların tembelliğini ve kendi zayıflığını Allah'a şikâyet ettiği mektubunu ve duasını okuyacağız:
Haydi, şerefli "Savaşçı" ismiyle ölelim!
Tanrım! Ümmetin susmasını Sana şikâyet ediyorum!
Ben yaşlı bir erkeğim. Bu kuru ellerim ne kalem tutar ne de silah! Sesimle dünyayı sarsacak kadar güçlü bir konuşmacı bile değilim! Ben ömrünün son günlerini yaşayan, çeşitli hastalıklarla uğraşan, zamanın vebasına kapalı, ak saçlı bir adamım! Tek ricam, benim gibi Müslümanların zayıflığından, güçsüzlüğünden endişe duyanlar lütfen yazsın!
Ey Müslümanlar!
Balmumu ısırılmış ve zayıf ölü ölü! Başımıza gelen bu acı felaketler karşısında hâlâ yüreğiniz sızlıyor mu?
İçinizde Allah rızası ve milletin şerefi uğruna öfkelenen yaşayan bir can yok mu?
Bizi "katil terörist" ilan eden, onuruyla mücadele edenlere kim karşı çıkabilir?!
Bu ümmetin onurunun ayaklar altına alınmasından utanması gerekmez mi? Elini omuzumuza koyup gözyaşlarımızı silecek kimse yok mu? Bu ümmetin kurumları, sivil güçleri, partileri, örgütleri ve liderleri Allah rızası için öfkeli değiller mi?
Hepsi dışarı çıkıp bizim için dua ettiler; "Ey Rabbimiz, gücümüzü topla, zayıflığımızı gider ve mü'min kullarına yardım et!" bağıramaz mı? En azından bu konuda iyi değil misin?
Yakında toplu ölümlerimizi duyacaksınız, o zaman alnımıza şunlar yazılacak:
"Direndik! İleri koştuk, kaçmadık!"
Çocuklarımız, kadınlarımız, yaşlılarımız, gençlerimiz bizimle birlikte ölecek! Balmumu ısırmış bu cahil ümmetin bahtsızlığı yüzünden “yakıt” oluyorlar! Vazgeçip beyaz bayrağı çekmemizi beklemeyin! Çünkü bunu yaparsan öleceğini biliyoruz. Bu nedenle "Savaşçı" onuruyla ölmek daha iyidir! İsterseniz bize katılın ve her birinizin intikamını alın!
İstersen ölmemizi izleyebilirsin. Emaneti ödemeyen herkesten Allah'ın intikamını almasını niyaz ediyoruz. Umarız bize karşı çıkmazsınız!
Vallahi hiç olmazsa bize karşı çıkmayın ey ümmetin önderleri, ey ümmetin insanları!
Allah'ım, gücümün yetersizliğini, imkanlarımın kısıtlı olmasını ve insanlara karşı acizliğimi Sana şikâyet ediyorum. Sen zayıfların Rabbisin... Sen bizim Rabbimizsin... Bizi kime bırakıyorsun? Bizim için cehennem bulutlarına mı? Yoksa düşman mı?
Tanrım! Dökülen kanları, çiğnenen iffetleri, çiğnenen namusları, öksüz kalan çocukları, evladını kaybeden anaları, dul kalan kadınları, yıkılan evleri, harap olan ekinleri Sana şikâyet ediyorum!
Gücümüz kırıldı... Birliğimiz bozuldu... Yollarımız ayrıldı... Halkımızın zaafından, ümmetimizin bize yardım edememesinden, düşmanı yenememekten Sana şikâyet ediyoruz. !

Konuyla ilgili