Foto: Fahrettin Altun

Türkiye'de yerel yönetim seçimleri

Türkiye'de 31 Mart Pazar günü yerel yönetim seçimleri yapılacak. Yani belediye başkanını ve mahalle büyüklerini vatandaşlar seçiyor. Cumhurbaşkanlığı İletişim Dairesi Başkanı Profesör Fahrettin Altun, Türkiye'deki seçimlerin spesifik yönleri, vatandaşların seçim sürecine olan güveninin nasıl sağlanacağı, bu seçim sonuçlarının uluslararası önemi vb. konularda görüşlerini paylaştı. . Azon Global makalesini bütünüyle dikkatlerinize sunuyor.

Adil, şeffaf ve düzenli seçimler modern demokrasilerin en önemli unsurudur. Demokrasinin asgari şartı, yönetenlerin yetki ve güçlerini seçmenlerden, yani yönetilenlerden almalarıdır. Bu yetkiler düzenli seçimlerle yenilenir. Seçimler aracılığıyla seçmenler, adaylarının politika ve faaliyetlerine oy verir ve bunları olumlu veya olumsuz olarak derecelendirir.

Türkiye, çok partili sisteme geçildiği 1946 yılından bu yana düzenli, adil ve şeffaf seçimlerin yapıldığı ülkeler listesinin başında yer alıyor. Türkiye'de seçimler, Yüksek Seçim Kurulu (Merkez Seçim Komisyonu) (YSK) gibi yerleşik kurumlar aracılığıyla bağımsız hakimlerin denetimi altında yapılmaktadır. Dolayısıyla Türkiye, seçim güvenliği ve vatandaşların seçim sürecine olan güveni açısından gelişmiş bir siyasi kültüre sahiptir.

Katılımda da Türkiye'nin seçim ve oy verme sürecine duyulan güven görülüyor. Türkiye, 14 Mayıs 2023 cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinde Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ülkeleri arasında katılım oranı en yüksek 3. ülke oldu. Yüksek Seçim Kurulu'ndan alınan bilgiye göre, 14 Mayıs'ta yapılan seçimde yurt içi katılım oranı yüzde 88,92 olurken, ikamet seçiminin ikinci turu yapılan 28 Mayıs'ta yapılan seçimde bu gösterge yüzde 85,72 oldu. yüzde.

OECD ve Uluslararası Demokrasi ve Seçim Yardımı Enstitüsü'ne (IDEA) göre, Türkiye'nin 14 Mayıs iç seçimlerine katılım oranı ABD, Fransa , Almanya ve İngiltere'nin de aralarında bulunduğu birçok Batılı OECD ülkesini geride bıraktı. Bu verilerde dikkat çeken bir diğer husus ise Türkiye'nin seçmen katılım oranının yüzde 80 civarında olan İsveç, Danimarka, Yeni Zelanda, İzlanda, Hollanda ve Norveç gibi ülkelerden daha yüksek olmasıdır.

Türkiye, bu yıl 31 Mart Pazar günü yerel yönetim organlarının liderliği için adayları bir kez daha oylayacak. Türkiye'nin demokratik değerlere bağlılığını ve yerel yönetimlere ilişkin yenilikçi bakış açısını gösteren 31 Mart yerel yönetim genel seçimleri, ulusal ve uluslararası alanda büyük önem kazanıyor. Şu anda bu seçim sürecinde güvenli ve adil koşullarda yürütülen seçim kampanyaları, yerel yönetimlere verilen önem açısından Türkiye'nin bölgede demokratik olgunluğa sahip önde gelen ülkelerden biri olduğunun kanıtıdır.

Halkın ihtiyaç ve taleplerinin karşılanmasında öncelikli aşama olan yerel yönetimlerin çağdaş standartlara uygun bir dünya görüşü ve bakış açısına sahip olmasını sağlamaya büyük önem verdiğimizi vurgulamak isterim. Bu sürecin halkın demokratik etkinliğinin ve yerel devlet otoriteleriyle iletişiminin güçlenmesinde etkili olduğu açık bir gerçektir.

Uzun yıllardır sürdürdüğümüz yenilikçi belediyecilik yaklaşımının farklılığı, teknoloji ve sürdürülebilir kalkınma projeleriyle birlikte halkımızın yaşam kalitesini yükseltmeyi, şeffaflığı, her koşulda hesap verebilirliği inşa etmeyi ve en önemlisi Vatandaş odaklı yönetimler.

1994'ün yerel seçimlerinden sonra, İstanbul Belediye Binası'nın yönetimini devralan Rajab Tayyib Erd O Ghan'ın önderliğinde Türkiye, şehir yönetimi alanındaki nüfusun yaşam kalitesini artırmak için önemli adımlar attı. Belediyelerimizin temel siyasi görüşleri Cumhurbaşkanımızın 30 yıl önce ortaya koyduğu hizmet politikasını ve görüşlerini devam ettirmektir. Dolayısıyla yaklaşan yerel yönetim seçimlerinde de aynı vizyon ve hizmet anlayışını sürdürmenin, ulusal ve uluslararası alanda demokratik değerlerimizi ve toplumsal bütünlüğümüzü daha da güçlendireceğine inanıyoruz.

31 Mart 2024'te yapılacak yerel seçimleri Türkiye için demokrasi yolunda önemli bir aşama olarak görüyoruz. Bu seçimlerin Türkiye'nin bölgedeki liderliğini güçlendirme yolunda bir adım daha olduğuna inanıyor ve ülkemizin demokratik olgunluğunu ve sosyal hareketliliğini artıran önemli bir faaliyet olarak kabul ediyoruz. Ayrıca bu seçim, daha önceki tüm seçimlerde olduğu gibi Türk halkının demokratik süreçlere daha etkin katılımını sağlayacak ve demokrasimizin güçlenmesine hizmet edecektir.

31 Mart 2024 seçimlerinin bir diğer önemli tarafı da bu seçimlerden sonra 4 yıl boyunca yeni seçim yapılmayacak olmasıdır. Bu 4 yıl içinde Türkiye, sakin Rajab Tayyib Erd Ogan'ın önderliğinde başlayan kalkınma girişimlerine hızla devam edecek. İletişimden diplomasiye, ekonomik kalkınmadan altyapı yatırımlarına kadar her alanda son yıllarda verilen hizmetler devam edecek. Ayrıca yeni ve sivil bir anayasayla "Türkiye Yüzyılı"na girme hedefi önümüzdeki 4 yılın en önemli ideali ve gündemi olacaktır.

Bu vizyon çerçevesinde Türkiye, bölgesel ve küresel aktör olma iddiasıyla, demokratik standartların yükseltilmesi, gelir ve refahın artırılması iddiasıyla "Türkiye Yüzyılı"nın kurulması yönünde çalışmaya devam edecektir. Türk dünyasında bölgesel iş birliği ve ortaklık ilişkilerini artırarak, "Türkiye Çağı"nın "Türk Dünyası Çağı"na dönüşmesini sağlamak bu dönemde de önceliğimiz olmaya devam ediyor. Türk Devletleri Teşkilatını daha önemli hale getirmek, Türk dünyasının sorunlarına kalıcı çözüm bulma konusunda daha etkin ve verimli kılmak temel siyasi düsturumuzdur. Ayrıca dost ve kardeş Türk ülkelerinden, Türkiye'nin FETÖ ve IŞİD gibi terör örgütleriyle mücadelesi de dahil olmak üzere siyasi açıdan hassas konularda iş birliği bekliyoruz.

Türkiye, 31 Mart seçimleriyle hem demokratik kültürüne başarılı bir seçim daha katacak, hem de İstanbul ve Ankara gibi kentler başta olmak üzere tüm illerini "Türk Yüzyılı"na hazırlayacak. Seçim sonrası en önemli görevlerimizden biri ulusal kalkınma, 6 Şubat depreminden etkilenen şehirlerin kurtarılması ve yeniden inşası, İstanbul gibi depreme yatkın şehirlerin dayanıklı şehirlere dönüştürülmesi olacaktır.

Türkiye, seçimleri demokratik ilkeler çerçevesinde yürütmeye devam edecek, hem mevcut iktidar hem de muhalefet seçim sonuçlarına saygı gösterecek ve en önemlisi uluslararası alanda istikrar sağlayıcı bir güç olarak "Türkiye Yüzyılı " nı kurmaya devam edecektir. . Bu nedenle 31 Mart'taki yerel yönetim seçimlerinin iç ve dış dinamikler açısından Türkiye'nin önümüzdeki 10 yıldaki hedeflerine ulaşabilecek bir seçim olduğu söylenebilir.

Profesör Fahrettin ALTUN ,

Türkiye Cumhuriyeti Mukimlerine Bağlı İletişim Ofisi Başkanı

Konuyla ilgili