Eylül ayı yaklaşırken tırnak içinde ülkemizin "ileri" tabakasında okul üniforması konusu eğitim seviyemizin günümüz gereklerini ne ölçüde karşıladığı gündeme gelecektir.  

Hükümete yakın blogger olduklarını iddia eden "Daydi*oq" gibi kanallarda ülkemizin laik bir devlet olduğuna dair kişisel görüşlere dayalı paylaşımlar yapılmaya başlandı.

  Daha önce de belirttiğimiz gibi ülkemizde ateist ideolojiye sahip az sayıda radikal ve bürokrat, "laiklik" kavramını kendi kötü amaçları için kullanmakta ve çok sayıda Müslümanın inanç ve değerlerine yönelik nefretlerini ortaya koymaktadır.  

Bu nefretin, daha doğrusu İslamofobik hastalığın tezahürlerinden biri de "okul üniforması" meselesidir. Ateist radikallere göre devlet ancak devletin verdiği eğitim dinsizliğe dayanıyorsa, devlet vatandaşlarının hiçbir değer ve inancını aşağılamıyorsa laiktir.  

Temel olarak anayasal sisteme göre devlet halkın hizmetkarıdır. Ve halk devlete şu yükümlülüğü yükledi: "Çocuklarımızı eğitme yükümlülüğünü siz üstleneceksiniz."  

Devlet, vergileri pahasına tüm vatandaşlarına kaliteli genel orta öğretim sağlamalıdır. Devlet, bu alandaki profesyoneller, yani memurlar aracılığıyla eğitim sağlıyor. Devletin laikliği, insanların özgürlüğü ve inancı pahasına değil, dini bilgilerin zorla öğretilmemesiyle ortaya çıkıyor.

Maalesef ülkemizdeki sahte liberaller, aslında radikal ateistler,   İslamofobik, yıkıcı fikirlerini hayata geçirmek için devletin laik doğasını kullanıyorlar.

Tarihimizi, Müslüman atalarımızın günümüz Batı'sının kalkınmasına katkısını reddediyor, dinsizlikten yola çıkarak Lenin, Marx, Engels gibi "dahi"lerinin fikirlerini öne çıkarıyorlar.

Peki ülke laikse okullarda dini ve milli kıyafetlere yer yok mu? Aslında "Daydi *oq" gibi radikal ateistlerin iddia ettiği gibi, okul çocuklarına dinlerinin, inançlarının, geleneklerinin ve hatta tevazularının öğretilmesi gerekli midir?

Bu soruyu cevaplamak için öncelikle dini kıyafet kavramını açıklayalım.

İslam inancımıza ve kültürümüze göre kadın ve erkeklerin vücudun belirli yerlerini kapatan giysiler giymeleri gerekmektedir. Bu gereklilik öncelikle çeşitli komploların önlenmesini, erkeğe erkek gibi, kadına da hassas cinsiyetin mensupları gibi davranılmasını, onur ve haysiyetinin korunmasını amaçlamaktadır.  

Örneğin kadınların giyimine ilişkin gereksinimler, onların özgürlüğünü, onurunu, korunmasını ve aynı zamanda sosyal statülerini yansıtır. Daha doğrusu elbise kadının sosyal statüsünü yükseltir.  

Satr yani vücudun belirli yerlerini kaplamak İslam inancına, kültürüne ve insan doğasına göre belirlenir. Ayrıca dinimiz, dünya görüşümüz ve kültürümüz, kıyafetlerimizin temiz, düzenli ve güzel olmasını gerektirir. Saflık aynı zamanda dini kıyafetin şartlarından biridir.  

Radikal ateistlerin İslamofobik iddialarına göre eğer devlet, laik olduğu için, aslında hizmetkarı olduğu halkının da laik olmasını talep ediyorsa, yani deyime göre seçilen kıyafetleri yasaklıyorsa, o zaman vatandaşlarının yarı yolda yürümesini talep etmelidir. -çıplak, kirli ve yırtık pırtık giysiler. Sonuçta çizgi, saflık ve güzellik İslami değerlerin özelliğidir.  

İkincisi, laiklik ilkesi vatandaşların örf ve adetlerine karşı ayrımcılık yapılması anlamına gelmez. Devlet laik mi, lütfen üst düzey eğitim verin! Çok iyi biliyoruz ki bilim   ancak dini ve milli değerlerden vazgeçilerek öğrenilebileceği "aksiyomu" hiçbir yerde yazmıyor. Bugün en modern uçakları üreten Selçuklu Sancakları da Müslümanlardan geldi   Gerçek dünyevilik budur.

Eğitim aynı zamanda devletin vatandaşlara karşı yükümlülüğü olduğundan vatandaşların haklarına zarar vermeden kaliteli bir şekilde uygulanması gerekmektedir.

Bugün eğer devlet laikse, okullarda milli ve dini geleneklere yer olmadığı, bunun Fransız radikal ateist ideolojisinin bir tezahürü olduğu söylenmektedir. Daha önce de belirttiğimiz gibi Fransız radikal devrimci laiklerin fikirleri ülkemizdeki radikal ateist blog yazarları ve bazı yetkililer arasında yayılıyor. Böyle bir dünya görüşünün nasıl kötülüklere yol açtığını Paris Olimpiyat Oyunları'nın açılış töreni örneğinde gördük.

Özbek ateist ve İslamofobik politikacılar "laiklik" deyince sadece Fransız usulü radikal laikleşmeyi düşünüyorlar ki bu da halkımız ve milletimiz için bir tehdittir. Sonuçta laiklik sadece Fransız radikal ateizminden ibaret değil.

Dünyanın en gelişmiş laik ülkelerine ve okul üniformalarına yönelik tutumlarına bir göz atalım:

Türkiye laik bir ülke ama 2013'ten beri kızların okullarda başörtüsü takmasına izin veriliyor.

Endonezya, en büyük Müslüman nüfusa sahip laik bir ülkedir. Okullarda başörtüsü takılmasına izin veriliyor.

Kanada gelişmiş laik bir ülkedir. Hükümet ulusal, dini ve kültürel kıyafetlerin okullarda giyilmesine izin verdi.

Güney Afrika Cumhuriyeti laik, gelişmiş bir ülkedir. Okullarda ulusal ve dini kıyafetlere izin verildi.

Avustralya gelişmiş laik bir ülkedir. Okullarda başörtüsü takılmasına izin veriliyor.

Dünyanın en gelişmiş laik ülkesi olan Amerika Birleşik Devletleri'ndeki durum radikal ateistlerimizi memnun etmiyor. Çünkü modernitenin en yüksek zirvesi sayılan yüksek teknoloji devletinin Anayasası, dini inançların kıyafet yoluyla ifade edilmesi hakkını da içeren din özgürlüğünü garanti altına alıyor. Bu özgürlük aynı zamanda öğrencilerin başörtüsü, kep ve başörtüsü takmalarına izin veren devlet okulları için de geçerlidir.

Amerikan hukukuna göre laik bir devlet dini ibadetleri kısıtlayan kanunlar çıkaramaz. Buna dayanarak okullarda milli ve dini değerlere uygun kıyafetlerin giyilmesini yasaklayamaz. ABD Yüksek Mahkemesi birçok durumda öğrencilerin dini kıyafet giyme hakkını onayladı. ABD okullarının tek tip üniforma uygulama hakkı olmasına rağmen, bu tür gereklilikler ulusal veya dini inançların yasaklanması pahasına olmamalıdır. Bu tür yasaklamalar getirilecekse öncelikle güvenlik ve düzeni sağlamaya hizmet ettiğinin bilimsel olarak kanıtlanması gerekir.  

Bu nedenle, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki en laik eyalet, devlet okullarında dini kıyafetlere en fazla izin veren eyaletlerden biridir.

Peki, Fransa'daki gibi radikal laikliğin yanı sıra, birçok gelişmiş laik ülkede devlet okullarında dini kıyafetlere izin veriliyorken, neden biz kara gözlü Özbekler, okullarımızda başörtüsü taktığımız için radikal ateistler ve bazı okul müdürleri tarafından azarlanalım ki? Özbek, milli, kültürel ve güzel bir yol mu?

Sonuçta devlet milli, kültürel ve dini işlerimize karışmama, inançlarımızdan dolayı ayrımcılık yapmama ve aşağılamama garantisi almamış mıydı?  

Bir kaç radikal ateistin laiklik yanılsaması yüzünden neden ülkemizde milli kostümlerimizi giyemeyelim? mastura kızlarımıza el atalım mı?

Aslında onlar kadar eğitimli olan ve din düşmanları tarafından finanse edilen okuma yazma bilmeyen ateistlerin zalimce çağrılarına mı katlanacağız?  

Kendi ülkemizde mi yaşıyoruz yoksa yabancı fikirleri savunan ateistlerin yönettiği bir ülkede mi?!

© Tarih ve politika


Konuyla ilgili