Hangi ülkeler İsraillilerin topraklarına girmesini yasakladı?
Maldivler hükümeti, Siyonistlerin Filistinlilere karşı artan soykırımının ortasında, 2 Haziran'da İsrail vatandaşlarının ülkeye girişini yasakladı . Plajları ve lüks tatil yerleriyle ünlü bu küçük Asya ülkesi, İsraillilere "kapılarını kapatan" bir düzineden fazla ülke arasına katıldı. Hangi ülkeler İsraillilerin topraklarına girmesini yasakladı?
2 Haziran'da Maldivler hükümeti, Filistinlilere yönelik Siyonist soykırımın tırmandığı bir dönemde İsrail vatandaşlarının ülkeye girişini yasakladı. Bakanlar Kurulu'nun bu konudaki kararı, İsrail vatandaşlarının Maldivler'e girişinin yasaklanması konusunda gerekli kanunlarda değişiklik yapılmasını ve bu eylemleri denetleyecek hükümet bünyesinde bir komite kurulmasını içeriyor.
Aynı zamanda işgalci ülkenin pasaport sahipleri de bu tatil yerlerine seyahat etme imkanından mahrum bırakıldı. Plajları ve lüks tatil yerleriyle ünlü bu küçük Asya ülkesi, İsraillilere "kapılarını kapatan" bir düzineden fazla ülkeye katıldı: Cezayir, Suriye, İran, Pakistan, Irak, Bangladeş, Kuveyt, Lübnan, Yemen, Umman, Brunei, Libya, Malezya ve Suudi Arabistan bu listede yer alıyor.
Maldivler Devlet Başkanı Mohamed Muizzou'nun Filistinlilerin ihtiyaçlarını değerlendirmek üzere özel bir temsilci atadığı ve Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Çalışma Ajansı'nın desteğiyle bir bağış toplama kampanyası düzenlediği kaydedildi.
Dayanışmayı göstermek amacıyla "Filistin ile birlikte Maldivler" mitingi planlanıyor. Maldivler, İsrail-Filistin ihtilafının çözümünü hızlandırmak için diğer Müslüman ülkelerle görüşmelerde bulunmak istiyor.
Bu habere rahatsız olan sosyal ağ kullanıcıları da sessiz kalmıyor, yoldaşlarını Maldivler'i boykot etmeye çağırıyor.
Buna karşılık her yıl bir milyondan fazla turist Maldivler'e geliyor. Son bilgilere göre bu bölgede dinlenmek isteyen İsraillilerin sayısı 15 bin civarında.
Daha önce BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, İsrail'in çatışma bölgelerinde çocuklara kasten zarar veren ve onları öldüren ülkelerin kara listesine alınacağını açıklamıştı. Guterres, uyarıyı İsrail'in ABD'deki savunma ataşesi Tümgeneral Hiday Zilberman'a iletti. Böyle bir durumda Yahudi devleti, IŞİD ve El Kaide gibi grupların da yer aldığı kara listeye alınabilir. Bunun, 26 Haziran'da tartışılması planlanan BM Güvenlik Konseyi üyelerine dağıtılacak rapora da yansıması bekleniyor. İsrail, kara listeye almanın ülkeye karşı silah ambargosuna yol açabileceğinden endişe ediyor.
Ancak ABD'nin başını çektiği büyük kuruluşlar, Gazze'de çok sayıda küçük çocuğun katili haline gelen İsrail'e karşı ciddi önlemler almakta acele etmiyor. ABD ayrıca Siyonistlere Filistinlilerin kanını akıtmaya yetecek kadar silah vermeye devam ediyor. Dışişleri Bakanı Anthony Blinken, cinayetlerin "sadece" savaşı durdurmak ve barışın Filistin Yönetimi'nin Hamas hareketine ulaşmasını engellemekten kaynaklandığını söyledi.
Biden yönetimi, TsAXAL binlerce Filistinliyi öldürürken Tel Aviv'in Kudüs'ün asıl sahiplerine karşı herhangi bir soykırım yaptığını görmediğinde ısrar ediyor. Rusya'nın Ukrayna'ya karşı savaşını kınayan Amerika, Ortadoğu'da kan dökülmesini destekliyor ve bunu meşrulaştırmaya çalışıyor.
Büyük ülkelerin desteğini alan Yahudi devleti, her geçen gün sınırlarını aşıyor ve daha önce sivilleri öldürdüğünü inkar etse de şimdi biraz "gülerek" itiraf ediyor. Örneğin İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, TSA'nın Gazze'nin Refah kentinde askeri olmayan bir binayı vurduğunu itiraf etti. Bildiğiniz gibi bu saldırı mülteci kampında yangına neden oldu ve en az 45 kişinin ölümüne neden oldu. Ülke parlamentosunda yaptığı konuşmada bunu "acınacak bir hata" olarak nitelendirdi.
Netanyahu, "Sivillere zarar vermemek için gösterdiğimiz çabalara rağmen dün gece trajik bir hata meydana geldi" dedi.
Analistlere göre, İsrail liderinin "kahramanca" tanınmasına, roket saldırısı sonucu Filistin çadırlarının yakıldığını gösteren görüntülerin yayılması da neden oldu. Zira Netanyahu'nun konuşmasından önce TsAKHAL, saldırının net istihbarat bilgilerine dayanarak gerçekleştirildiğini, Hamas'ın hedefi olduğunu ifade etmişti.