Gazeteci Mehmet Kanji, 2023 yılında tek kutuplu dünya düzeni kavramının çeşitli çatışma bölgelerinde nasıl başarısızlığa uğradığını ve 2024 öngörülerini yazmıştı.
2023 yılı, Soğuk Savaş sonrasında getirileceği düşünülen "Tek Kutuplu Dünya Düzeni"nin kriziyle hatırlanacak.
Gorbaçov'un 26 Aralık 1991'de "SSCB'nin tabutuna çivi çakma" imzası, liberal Batı dünyasının önümüzdeki 32 yıl için beklendiği gibi zaferini sağlamlaştırmadı. ABD liderliğindeki Batı Avrupa, küresel refahı istikrara kavuşturmak yerine Orta Doğu ve Balkanlar'daki çatışmaları şiddetlendirdi. Afrika'da ileri teknolojiyle yeni bir sömürgecilik çağının kapısını açmak için Ruanda'da milyonlarca insanın katledilmesine göz yumdular.
NATO'nun tek kutuplu dünya düzeni çerçevesinde Doğu'ya yönelme planı Ukrayna'yı harabeye çevirmiştir. 2023 yılı yaklaşırken Ukrayna'daki savaş unutuldu, ABD'den ve Batı'dan Ukrayna'ya yapılan ekonomik ve askeri yardımlar azaldı. Eğer Ukrayna'nın Karadeniz'de Rus filosuna karşı zaman zaman "teatral" saldırıları olmasaydı, bu cephede olup bitenlerin bahse değerliği bile olmazdı.
Sudan'da bir "unutulmuş" savaş daha yaşanıyor. 15 Nisan'daki başarısız darbe girişiminin ardından Sudan Silahlı Kuvvetleri ile Hızlı Destek Gücü adı altında faaliyet gösteren paramiliter güçler arasında yaşanan iç savaş, uluslararası toplum tarafından büyük ölçüde görmezden gelindi. Evini terk edenlerin sayısı 6 milyonu aştı, bunların 1 milyondan fazlası ise komşu ülkelere sığındı. Birleşmiş Milletler (BM) ve ona bağlı yardım kuruluşları Sudan'da tam anlamıyla bir kriz içerisinde.
2023'te çatışmaların artması beklenen bir diğer bölge ise Pakistan ve İran'ın da dahil olduğu Belucistan bölgesi. 2021'de ABD'nin Afganistan'dan çekilmesiyle geride kalan silahları elde eden yalnızca Taliban olmadı. Pakistan ve İran'da faaliyet gösteren ayrılıkçı Beluc grupları da bu kaynakları kullanmaya başlayarak bölgedeki şiddeti artırdı.
2024 yılında İsrail'in Gazze saldırısı devam ederken bu saldırılardan Lübnan ve Kızıldeniz'e yönelik tehditler artacaktır. İsrail hükümeti Lübnan topraklarının Litani Nehri'ne kadar olan kısmını işgal etme niyetini gizlemiyor.
Yemen'de İran destekli Husiler, Süveyş Kanalı aracılığıyla küresel ticareti bozma yeteneklerini gösterdiler. ABD'nin bu tehdidi ortadan kaldırmak amacıyla yürütmek istediği "Refah Muhafızı Harekatı"ndan ilk hafta İspanya, Fransa ve İtalya çekildi. Washington'un yorum yapmaktan kaçındığı bu olay, Batı kanadının "tek kutuplu dünya düzeni"ne karşı tutumunun pratik bir ifadesiydi.
Ayrıca Sahra ve Güney Batı Afrika bölgelerindeki terör çatışmaları ve Myanmar'da cunta yönetimine karşı silahlı mücadele yürüten grupların faaliyetleri de arttı.
Güneydoğu Asya'da enerji ve ticaret yollarının yeniden şekillendirilmesi açısından stratejik önem taşıyan Myanmar, Çin ile 2.129 km, Hindistan ile ise 1.643 km sınırı nedeniyle ABD ve Rusya'nın büyük ilgisini çekiyor.

2023'ün çatışmaları 2024'te yeni bir boyuta ulaşacak
Tayvan'da 13 Ocak'ta yapılacak başkanlık ve genel seçimler, yeni yıldaki olası krizlerin ilk dalgasına işaret edecek. Bağımsızlık yanlılarının seçimi kazanma olasılıkları yüksek. Ancak ABD, Pekin yönetiminden Moskova'nın Ukrayna'ya müdahalesine benzer eylemler bekliyor. Her ne kadar Çin Halk Cumhuriyeti, Tayvan'ı savaş yoluyla ilhak etme niyetinde olmadığını sık sık dile getirse de, ABD'nin 886 milyar dolarlık savunma bütçesinin önemli bir kısmını Çin Halk Cumhuriyeti'ni kontrol altına almaya ayırdığı da gözden kaçırılmamalı.
Japonya'nın silahlanma çabaları, silah ihracatı yasalarında yapılan değişiklikler ve Kuzey Kore'nin Rusya'dan uzay teknolojisi alma hamlesi de 2024'te Hint-Pasifik bölgesini daha sıcak hale getirecek faktörler.

Latin Amerika sürprizlerle dolu
Gelelim göreceli barışın hüküm sürdüğü Latin Amerika'ya. Britanya'nın bölgeye HMS Trent savaş gemisini göndermesinin ardından Venezüella'nın maden zengini komşusu Guyana'nın topraklarında hak iddia etmesiyle gerilim tırmandı. Birleşik Krallık'ın seferber edilmiş filosunun yalnızca Guyana'ya odaklandığı varsayılmamalıdır. 10 Aralık'ta göreve gelen Arjantin Devlet Başkanı Xavier Miley'nin Falkland/Malvinas Adaları üzerinde hak iddia eden söylemleri de Güney Atlantik'te İngiliz deniz gücünü gündeme getirebilir.

Arktik bölge için planlar yapılıyor
Doğal kaynakların mülkiyeti ve ticaret yollarının mülkiyeti konusundaki gerilimlerin 2024 yılında artabileceği bir diğer coğrafi bölge ise Kuzey Kutbu'dur. Bloomberg'in haberine göre ABD Dışişleri Bakanlığı, neredeyse tamamı Arktik kıtasında yer alan ABD'nin kıta sahanlığını 1 milyon kilometrekare artırma kararını uygulamaya hazırlanıyor. Bu alan ABD'nin Alaska eyaletinin kuzey ve batı kesimlerindeki deniz alanlarını kapsamaktadır. Rusya, bölgedeki hakimiyetini güçlendirmek için Proje 22220 Arktik nükleer buz kırıcıyı inşa etmeye hazırlanıyor.

2024'te uzay yeniden çatışma alanına dönüşecek
Kullanılmayan kaynaklar için verilen mücadeleden bahsederken, 2023 yılında Dünya'nın ayı olan Ay'da su kaynakları için verilen mücadeleyi de hatırlamamız gerekiyor. Rus Luna-25 ay gezgini düşüp yok edilirken, Hindistan'ın Chandrayaan-3'ü başarıyla Ay'ın Güney Kutbu'na indi. 2024 yılında yeniden başlatılan "Ay'a Yolculuk" yarışında ABD'den büyük bir saldırı bekleniyor. Artemis projesi kapsamında NASA, Ay yörüngesine 3 Amerikalı ve 1 Kanadalı astronot gönderecek. Bu görev başarılı olursa, 53 yıllık bir aradan sonra 2025 yılında ABD yeniden astronotları Ay yüzeyine indirme girişiminde bulunacak. Artemis projesinin en önemli hedeflerinden biri ABD'nin Ay'da üs kurarak uzay yolculuğunu daha uygun maliyetli hale getirmek istemesi. Ayrıca Washington yönetimi, Dünya'daki düşmanlarını izlemek ve onlara saldırmak için Ay'ı bir silah platformu olarak kullanmak istiyor.

ABD ve Avrupa'daki seçimler yeni istikrarsızlığa yol açabilir
2024'te beklenen çatışmalar arasına ABD'de Kasım ayında yapılacak seçimlerin de dahil edilmesinin yararları var. Donald Trump'ın başkanlığı kaybettiği 2020 seçimlerinin ardından yaşanan kongre baskınları, ABD iç siyasetinin şiddet dolu olduğunu ortaya çıkardı. Anketler Trump'ın Cumhuriyetçilerin başkanlık adaylığı konusunda eşit durumda olduğunu gösteriyor. Seçim öncesinde Trump'a yönelik mart ayında başlayacak federal dava, ABD topraklarında beklenmedik değişikliklere neden olabilir.
Avrupa Parlamentosu'nun yeni üyelerinin belirleneceği 6-9 Haziran seçimleri de küresel dengeleri etkileme potansiyeli taşıyor. Yapılan ankete göre, Avrupa Birliği'nin (AB) geleceğine şüpheyle yaklaşan merkez sağ, popülist ve aşırı sağ partiler 720 sandalyeli parlamentoda salt çoğunluğu kazanmaya çok yakın. Aşırı sağın Avrupa Parlamentosu'ndaki hakimiyeti, Avrupa Birliği'nin geleceğini de sorgulatıyor.
Başta BM olmak üzere çok taraflı kurumların öneminin azalması, dünyayı 2024'te daha zorlu zorluklarla karşı karşıya bırakacak.
Bu durumda Türkiye'nin "bölgesel sorunlara bölgesel çözüm" formülü, başkentlerin gündemine girmesi kaçınılmaz bir zorunluluktur.

Konuyla ilgili