Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Antalya Diplomatik Forumu'nda yaptığı konuşmada İsrail'in Gazze'de döktüğü kana, savaş suçlarının sonuçlarına, uluslararası toplumun izlediği yola, Türkiye'nin Gazze'ye ve Filistinlilere verdiği desteğe değindi. Anahtar alıntılar

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Antalya Diplomatik Forumu'nda yaptığı konuşmada İsrail'in Gazze'de döktüğü kana, savaş suçlarının sonuçlarına, Türkiye'nin Gazze'ye ve Filistinlilere verdiği desteğe ve diğer konulara değindi. Azon Global, Türkiye Cumhurbaşkanı'nın konuşmasından sosyal alıntıları topladı .

İsrail'in sivil yerleşim yerlerini hedef aldığı saldırılar sonucunda çoğu çocuk ve kadın olmak üzere 30.000 Gazzeli şehit oldu, 70.000'den fazla Filistinli yaralandı, 2 milyona yakın insan evini terk etmek zorunda kaldı.

Burada bir şeyi açıklığa kavuşturmak istiyorum. Gazze'de sadece çocuklar, kadınlar ve siviller vahşice öldürülmekle kalmadı, milyarlarca insan uluslararası sisteme, adalete ve hukuka olan inancını yitirdi.

İsrail söz konusu olduğunda, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi , görevi küresel barışı sağlamak olan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Avrupa Birliği'nin kalıcı hak ve yasalardan bahseden kurumları, tarafsızlıktan bahseden uluslararası medya kısacası Örnek gösterilen, güvenmemiz, saygı duymamız söylenen bu yapıların ne kadar çaresiz ve işlemez olduğunu yıllardır hep birlikte gördük.

Gazze'de yaşananlar kesinlikle bir savaş değil, soykırım girişimidir. Çünkü savaşta da uyulması gereken ahlak, görgü ve kanunlar vardır. Anne kucağındaki bebekleri açlığa, susuzluğa mahkûm edenlerden, hastaneleri, kiliseleri, camileri, okulları, üniversiteleri, mülteci kamplarını, ambulansları bombalayanlardan, dün olduğu gibi burada bekleyen sivilleri hedef alan barbarlıklardan bahsediyorum. İhanet ve onursuzlukla gıda yardımı hattı.

Ailesiyle birlikte güvenli bir yer ararken arabası İsrail kuvvetlerinin saldırısı sonucu tüm ailesini kaybeden 6 yaşındaki Hind Rajab'ın trajik hikayesi, aslında Gazze'de ölen yaklaşık 15.000 masum çocuğun hikayesidir. 12 gün boyunca "Beni almaya mı geliyorsunuz, korkuyorum" diyen 6 yaşındaki kız çocuğunun hayatını insanlık olarak kurtaramadık. Maalesef Hind ve diğer Gazzeli çocuklara karşı sorumluluğumuzu tam olarak yerine getiremedik.

Saldırıların ilk gününden bu yana Türkiye olarak gösterdiğimiz çabalara, bölgeye 37 bin tona kadar insani yardım göndermemize, küresel düzeydeki tüm diplomatik ilişkilerimize ve daha fazlasını getirmemize rağmen. Gazze'den , refakatçileri de dahil olmak üzere 900'den fazla hasta ülkemize geldi, hâlâ öyle bir utanç var ki yüreğimizde, yapamayız.

Uluslararası Adalet Divanı'nın İsrail'in soykırım yapmasını engelleme kararı açık olmasına rağmen Netanyahu yönetimi işgal ve imha politikasını dün olduğu gibi pervasızca sürdürüyor. İsrail'e ilk günden bu yana zımnen destek veren Batılı ülkeler, ikiyüzlü "Sen iyisin, köpek senden daha iyi" politikalarıyla akan kanın suç ortağıdır.

Uluslararası toplum Filistin halkına olan borcunu ancak Filistin devletinin kurulmasıyla ödeyebilir. Bunun için 1967 sınırlarına dayalı, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen ve coğrafi açıdan bütünleşmiş bir Filistin devletinin kurulması önemlidir. Bu amaçla biz Türkiye olarak garantörlük dahil sorumluluk almaya hazır olduğumuzu ifade ettik.

Buradan uluslararası toplumu bir kez daha Gazze ve Filistin meselesine samimiyetle destek olmaya davet ediyorum. Dünyanın her yerinde neredeyse her hafta meydanları dolduran, zulmü kınayan ve tüm baskılara rağmen cesaretle doğruları söyleyen tüm Filistin dostlarına şükranlarımı sunuyorum.

Kaynak: Türkiye Cumhuriyeti İletişim Ofisi Başkanı Fahrettin Altun'un Twitter (X) sayfası


Konuyla ilgili