Yaz gecelerinden biri. Hafif bir sesten uyandım. Komşumuz Husan Amca tenekeye bir şeyle vurarak herkesi uyandırırdı.

Tatlı yemek kokusu burnuma çarptı. Kız kardeşlerim mutfakta bir şeyler yapmakla, masayı hazırlamakla meşguldü. Ayağa fırladım ve "Ben de oruç tutacağım" diye düşündüm. Annem bunu görünce yanaklarımdan öptü ve şöyle dedi: "Allah oruç tutan çocuklara çok sevap verir."

Kahvaltı masasının etrafındayız. Babam ve annem gençliklerinde oruçlarını anlatırlardı, biz de heyecanla dinlerdik.

Konuşmamızın ardından tekrar yatağıma döndüm. Heyecandan uyuyamadım. Sabah annem babamı işyerinde izlerken iftar için gerekli şeyleri sipariş etti. Daha sonra annem ve kız kardeşlerim akşam ibadeti için hazırlıklara başladılar. Çünkü ramazan ayının ilk günü akrabalar evimizde toplanıp Kur'an okurlardı. Çoğu zaman Kur'an dinlerken uyuyakalırım.

O gün de her gün olduğu gibi gündüzleri çocuklarla oynadık. Benim dışımda arkadaşlarım da oruçluydu, biz de oynamaktan yorulmuştuk, açtık. Bir arkadaşım ezan sesini duyar duymaz su içerek orucunu açtı. Bazı çocuklar da buna dayanamadı. Kendimi yakalamaya çalıştım. Tekrar oyuna bağımlı olduk. Oruçlarımız tamamen unutuldu. Sokaktaki ağaçlardan meyve yedik, su içtik. Bir süre sonra oruçlu olduğumu hatırladım ve anneme koştum. Annem de şöyle dedi: "Allah, salih çocuklara oruçlarını unutturur ve onları eğlendirir. Sen de Allah'ın misafirisin evladım. Tekrar orucuma devam ettim. Susamıştım ve dudaklarım kurumuştu. Dereye gittim ve suyu izlemeye başladım. Temiz suyu avucuma alıp bakıyorum, yüzümü yıkıyorum, ağzıma koyuyorum ve yutuyorum ama orucumu hatırlayarak yutmuyorum. Ve güneş çok yavaş batıyordu...

Nihayet iftara sıra geldi. Heyecanla masaya oturduk. Sesli duayı okuduk. Bol su içtim, gün içinde yediğim meyvelerden biriydim. İşte o zaman Allah'ın nimetlerinin ne kadar tatlı ve kıymetli olduğunu anladım. Ellerimi açıp ağlayıp şöyle dua ettiğimi hâlâ unutamıyorum: "Allah'ım oruçlarımızı kabul et, bizi aç ve susuz bırakma"...

Zebunisa Hüseyin'in kızı

Konuyla ilgili