KİMLER YASAĞI HAK EDİYOR?


İslam hukuk sisteminin diğer sistemlerden farkı, yönteminin mutlak bilen Allah'ın ilmine dayanmasıdır. Yani, her türlü ilmin sahibi ve son derece hikmet sahibi olan Allah'ın verdiği hidayet, şüphesiz yanlıştır ve faydalıdır.

Diğer hukuk sistemleri gelenek, hükümdarın düzeni, milletvekillerinin oyu, devlet başkanının iradesi gibi farklı şeylere dayanabilir.


Özbekistan Cumhuriyeti Anayasasının Başlangıç kısmı ülke mevzuatının dayandığı ilkeleri göstermektedir. Düzenleyici Yasal Belgeler Kanunu'nda bilimsellik temel ilkeler arasında sıralanmıştır.


Yani Özbekistan'da kabul edilen her yasa ve düzenlemenin bilimsel dayanağa sahip olması gerekiyor. Aslında, yalnızca bilimsel araştırma sonuçlarına dayanan yasalar topluma gerçek fayda sağlayabilir, "hurra-ura" veya bazı yetkililerin "bosaver, cevaplayacağım!" Bunun talebi üzerine gerçekleştirilen eylemler gerçek hayatta feci sonuçlara yol açabilir.


Yakın geçmişte bilimsel dayanağı olmadan sunulan bu tür kanun tasarılarından birinin yarattığı sorunlara tanık olduk. O dönemde Cumhurbaşkanı Şavkat Mirziyoyev, Karakalpakstan'daki isyanların ardından milletvekillerine anayasa taslağında yer alan maddelerle ilgili şöyle seslendi: "Benim itirazım, siz lidersiniz, inisiyatif aldınız, imzaladınız, konuştunuz, onayladınız. Ben her zaman açığım! Neden beni aramadınız, insanlar memnun değil vs.... Bizim bu kadar emek vermemizi kim utandırsın ki!" tepki gösterdi.


Aslında bazı hukukçuların düşünmeden, durumu bilimsel olarak incelemeden, sonuçlarını hesap etmeden yaptıkları girişimler ülkemizde büyük bir tehlike yarattı.


O dönemde kanunun milletvekilleri ve öncüleri, sosyoloji, siyaset bilimi, psikoloji gibi disiplinlerin uygun araştırma yöntemlerine dayanarak, halkın iradesini gerçek anlamda bilimsel bir şekilde ortaya koysaydı, bu kadar büyük bir sorunun önüne geçilebilirdi. .


Bugün bile yürütme organları, Anayasamızın güvence altına aldığı milli değerlerimizin temeli olan dini kavramlarımızın incelenmesinin yasaklanması ve cezalandırılması yönünde bir öneriyi milletvekillerinin dikkatine sunmuştur.


Bu öneri, düzenleyici yasal belgelerin temel ilkesi olan bilimselliğe ne kadar dayanıyordu. Bu önerinin "ana anneyi emzirsin" ilkesine dayanmadığını, belki de halkımızın istek ve çıkarlarına dayandığını kim garanti edebilir?


Bilimin temeli, insanlığın temeli, doğamızın kökeni olan dini kavramlarımızı sınırlamanın sonuçlarını çocuklarımızdan öğrendik mi? Bu önerinin gelecekte toplumda herhangi bir memnuniyetsizliğe, rahatsızlığa, Allah korusun daha büyük sorunlara neden olup olmayacağı analiz edildi mi?


Dini materyallerin incelenmesine ilişkin derinlemesine düşünülmeden alınan kararın yanlış uygulanması nedeniyle şimdiye kadar kaç masum, vatansever ve gelecek vaat eden genç para cezası ödeyerek ülkelerini terk etti? "Sizin eşyalarınızda bir sorun olmadığını biliyoruz ama kanunun işlemesi gerekiyor" cevabıyla kaç kişi masum suçluya dönüştü?


Ülkede sadece çocukların değil yetişkinlerin de din eğitimi almasının yasaklanması, aslında binlerce çocuğumuzun Mısır ve Türkiye gibi ülkelerde dolaşmasına neden oldu. Kendi ülkesinde eğitim gören hangi çocuk yurt dışına gider?


Güçlü ülkemiz on, yirmi bin vatandaşına çeşitli yıkıcı fikirlerden uzak, kaliteli, kontrollü bir din eğitimi sağlayamaz mı? Yoksa denetleyici kuruluşların bu konuda potansiyeli yok mu?


Bugün toplumumuzda en büyük toplumsal sorunlara yol açan, yüzbinlerce aileyi perişan eden, binlerce gencin boynunu iplere asan kumar sektörünü düzenlemesine izin verilmesi gerekmez mi? Veriliyor.


Kaotik din eğitimini düzenlemesine neden izin vermiyoruz?


Genel olarak nelerin yasaklanması, kimlerin cezalandırılması gerektiği konusuna gelince, bilimsel dayanağı olmayan mevzuat çıkarmam gerektiğini söyleyebilirim. Böyle bir öneriyi getiren yetkililer ve buna oy veren milletvekilleri derdim. Sonuçta liderler kendileridir, inisiyatif alırlar, el koyarlar, açıkça konuşurlar ve bunu kendileri onaylarlar! Toplumdaki kaosun, düzensizliğin, kaosun, hoşnutsuzluğun sebebi onlar! Sorumlu olmaları gerekmez mi? Bu eylemler yasaklanmayı hak etmiyor mu?


© Tarih ve politika


Konuyla ilgili