"Siyah beyaz köpek": Trump ile Harris arasındaki fark nedir?

Geçen haftaki ABD başkanlık tartışmaları Müslümanlara iyi bir ders verdi. Bu bize Washington'un Filistin meselesinde insani değerlerle tutarlı, adil bir seçim yapamayacağını gösterdi. Ocak 2020'de Joe Biden ABD başkanlığını kazandığında Donald Trump'ın Siyonistlerle ilişkisi sona eriyormuş gibi görünüyordu. O zamanlar kimse Tel Aviv'in gelecekte Demokratların liderliğinde Filistinlileri katledeceğine inanmıyordu. Bu da işgalciler hangi sloganla iktidara gelirse gelsin, Müslümanların asıl tarihlerini unutmamaları gerektiğinin bir başka göstergesidir.

Cumhuriyetçi aday ve eski Başkan Donald Trump'a karşı yakın zamanda yapılan bir tartışmada, Başkan Yardımcısı ve Demokratların adayı Kamala Harris, Biden'ı Trump'tan daha iyi gösteren aynı söylemi tekrarladı.

"İsrail'in kendini savunma hakkı var ama burada önemli olan kendini nasıl savunduğudur" dedi. Harris, 7 Ekim'i Siyonist saldırının başlangıç noktası olarak göstererek herkesin kafasını karıştırmaya çalıştı. Pek çok masum Filistinlinin öldüğü için "üzüntü" duyuyor ancak tüm ABD'li yetkililer gibi o da ateşkes çağrısı yapma konusunda isteksiz. Bu süreci İsrailli rehinelerin serbest bırakılmasıyla ilişkilendirdi. Başkan adayı, İsrail'in Filistinlilerin öldürülmesini durdurması konusunda tek kelime edemezdi, aksi takdirde insan haklarından bahseden Washington, Tel Aviv'in "kulağını dinlerdi".  

Aslında hiçbir soykırım meşrulaştırılamaz. Ancak Siyonistlerin Müslümanlara yönelik katliamı 7 Ekim olaylarından değil, İsrail'in Gazze'de etnik temizlik yapmaya çalışmasından kaynaklanmaktadır. Bu, onlarca yıldır süren sömürge baskısına rağmen Filistinlilerin özgürlükleri için verdikleri mücadele ve azmin ardından gerçekleşiyor. Gazze, Müslümanların işgalcilere karşı mücadelesinin sembolü haline geldi. Filistinliler ölümle karşı karşıya   İsrail ve onun güçlü müttefikleri, ne kadar elleriyle ezilseler de kırılmayan, kanlarının son damlasına kadar direnen gerçek Müslümanlardır. Masum kadın ve çocukların vahşice öldürülmesine Harris'in tepkisi de İsrail'e patronluk taslamak oluyor, bu da Amerikalıların gerçeği fark etmesini engelliyor.  

Peki Harris hangi açılardan başkanlık için Trump'tan daha iyi bir seçim olabilir? İkisi de İsrail'in Gazze'deki soykırımının sona ermesini istemiyorsa ve her ikisi de İsrail'in "kendini savunma ihtiyacını" tekrarlıyorsa, nasıl farklılaşabilirler?
Beyaz Saray'da gelecekte yapılacak herhangi bir politika değişikliğinde bile, ABD'nin eşit suç ortaklığıyla İsrail tarafından öldürülen Filistinliler hayata döndürülemez.  

Tarihe baktığımızda sadece 7 Ekim sonrası sivillerin bombalanması değil, İsrail'in kuruluşundan sonraki tüm dönem işgalcilerin affedilemez kanlı suçlarıyla doludur. Özellikle ABD'nin bu suçlarda önemli rolü var. Özellikle işgal devletinin ilk kez tanındığı Mayıs 1948'den bu yana ABD başkanları İsrail'e benzeri görülmemiş faydalar sağlıyor.

Biden yönetimi şu ana kadar Trump'ın İsrail'e verdiği tek taraflı tavizleri, sömürgeci şiddeti ve artan ABD suç ortaklığını kanıtlamak için kullandı. Peki bu durumda Harris, sırf birincil rakibi Trump olduğu için mi daha iyi bir seçenek olarak görülüyor? Harris Kasım seçimlerini kazanırsa Trump'a sırtını dönüp Biden'a destek için koşan Müslümanlar nasıl tepki verecek? O halde soykırımın arkasındaki gücü desteklemiyorlar mıydı? Harris'in Trump gibi davrandığı biliniyor.

Harris tarihin çarpık ve yanlış yorumlanmasını teşvik ediyor. Tarihsel bağları reddedip 7 Ekim'e bağlı kalmak, herhangi bir cumhurbaşkanı adayının İsrail'in çıkarlarına hizmet edeceği anlamına geliyor. Gazze'deki soykırıma eşdeğer bir hizmettir. Harris daha iyi bir alternatif değil, onun sadece Biden yönetiminin devamı olduğunu söylemek daha doğru olur. Tıpkı Trump gibi… Onlar sadece emperyalist bir devletin amaçları peşinde koşan siyasi aktörlerdir.

Konuyla ilgili